Haber

Ne de olsa Suriye yenilmedi; çok tezgah çevirdiler, yapamadılar’

ABD’nin rejim değişikliği girişimleriyle iç savaş yaşayan Suriye’de bir perde daha kapanıyor. Suudi Arabistan’ın son dönemdeki ısrarlı diplomasisinin ardından Arap Ligi kurucu üyesi Suriye’nin birliğe dönmesi gerektiğine karar verdi. Kahire’de gerçekleştirilen Arap Birliği toplantısının ardından 7 Mayıs prestijiyle Suriye’nin Arap Birliği Yönetim Kurulu ve tüm kurumlarının toplantılarına katılması konusunda anlaşmaya varıldığı açıklandı. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, “Suriye Devlet Başkanı dilerse Suudi Arabistan’daki Arap zirvesine katılabilir” açıklama yaptı. İhvan’ın kanadı olarak görülen Katar’ın bu toplantıya katılmaması dikkat çekti.

Dikkatler şimdi Arap Birliği’nin 19 Mayıs’ında Suudi Arabistan‘de toplanacak başkanların zirvesine çevrildi.

Suriye Dışişleri Bakanlığı, Arap Birliği’nin kararını ‘ilgiyle’ karşıladığını belirterek, ‘Arap ülkelerinin karşı karşıya olduğu zorluklara karşı diyalog ve ortak eylemin öneminin’ altını çizdi. Ülkenin Arap Birliği’nin kurucu üyesi olduğu hatırlatılarak, ‘diyalog, karşılıklı saygı ve Arap ulusunun ortak çıkarlarına dayalı olarak ikili ve kolektif düzeyde etkili ve yapıcı bir Arap yaklaşımına ihtiyaç duyduğunun’ altı çizildi.

RusyaFederasyon ve ÇinceHalk Cumhuriyeti, Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesinden duydukları memnuniyeti vurgularken, sürece destek vermeye devam edeceklerini bildirdi. Amerika Birleşik DevletleriAraplardan gelen tüm çabalara ve mesajlara rağmen, SamGörünüşe göre Arap Birliği’ndeki yerini yeniden almaktan rahatsız olmayacaktı.

2011 yılında Suriye’nin üyeliği askıya alınmış ve o dönemde Türk hükümetinin çabalarıyla yerine seçilmemiş İslamcı bir muhalefet getirilmeye çalışılmıştır.

Öte yandan Türkiye’deki seçim çalışmalarına daha çok ağırlık veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye, Rusya, İran ve Suriye dışişleri bakanlarının üçlü zirvesinin 10 Mayıs’ta Moskova’da yapılmasını önerdi.

Gelişmeler gazeteci ve yazar Hüsnü Mahallikonuştuk

‘Rus destekli Çin’in arabuluculuğunda İran ve Suudi Arabistan’daki barış süreci’

Hüsnü Mahalli’ye göre, Arap Birliği’nin Suriye’nin askıya alınan üyeliğine dönme kararının ardından Suriye Devlet Başkanı, Beşar Esad,19 Mayıs’ta Riyad’da doruk noktasına gidebilir. Riyad’daki tutum değişikliğine rağmen Lübnan ve Yemen’deki sorunların da çözülmesi gerektiğini belirten Mahalli, İran’ın ortasında Rusya’nın desteklediği Çin arabuluculuğunun daha doğru olduğu görüşünde. ve Suudiler de iyi çalışıyor:

Suudi Arabistan Esad’ı davet etti. Suriye Dışişleri Bakanı Suudi Arabistan’a, Suudi bakan Şam’a gitti. Esad, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayed ile bir araya geldi. Muhtemelen Arap Birliği’nin zirvesine çıkmaktan bahsetmiştir. En az %70’i gidecek gibi görünüyor. Ancak gitme ya da gitmeme durumu doğrudan Suriye ile ilgili değil. Suudi Arabistan, Lübnan sorununun ana nedenidir. Yani Lübnan’da iç istikrar, cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılamaz. Bunun sebebi Suudi Arabistan. Yemen sorununu analiz etme çabaları var. Bu Suriye’yi de ilgilendiriyor. Çünkü İran var. İran Cumhurbaşkanlığı Şefi geçen hafta Şam’daydı. Erdoğan Emevi Camii’ne giremedi ancak Şef, Emevi Camii’nde poz verdi. Sanırım Türkiye’ye bir açıklamaydı. Bu nedenle İran ve Suudi Arabistan barış sürecinin Esad tüketimi ve Rusya destekli Çin’in arabuluculuğunda sağlıklı bir şekilde yürüdüğünü düşünüyorum.”

Ne de olsa Suriye yenilmedi; çok tezgah çevirdiler, yapamadılar’

Arap Ligi’nin koltuğu Suriye yönetimine ‘geri verdiği’ açıklamasını ‘saçmalık’ olarak nitelendiren Mahalli, Suriye’de yaratılan terör havasının sorumlusunun Araplar, özellikle de siyasal İslamcılar olduğunu hatırlattı:

“Arap Birliği’nin açıklama metni saçmalık. Suriye’deki terör olayını anlatıyor. Teröre neden olan aslında Arap Birliği üyesi ülkelerin çoğunluğudur. Körfez ülkeleri, Mısır, Tunus’un İslamcıların olduğu bölgeleri. Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsediliyor. Buna zarar veren yine onlar. Şu an Suriye’de terör örgütleri var, sebep yine onlar. Sanki kendileri hiçbir şey yapmamışçasına ‘Böyle oldu’ gibi bir namus kurtarma hikayesi… Bu sadece Suriye bağlamında bir bahis değil. Bölgede bir İran-Suudi uzlaşması var. Körfez ülkelerinde garip gelişmeler var, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde Suriye’nin sebep mi yoksa sonuç mu olduğunu sorgulamamız gerekiyor. Sonunda Suriye mağlup olmadı. Çok tezgah çevirdiler, çeviremediler. Ama iç siyasette Körfez dağınık. ABD-Suudi Arabistan ilişkileri berbat. Mısır’ın kendi iç istikrarı berbat, işin içinde Sudan var. En azından, en büyük siyasi hikayeyle başlayıp bitirelim diye düşündüler. Onlara göre en büyük siyasi hikaye Suudiler-İran’dır.”

‘Sadece Suriye değil, Arap Birliği de seçimleri bekliyor’

Mahalli, Suriye-Türkiye normalleşmesini seçim öncesi mümkün görmüyor. Şam’ın masaya oturması için şartların belli olduğunu hatırlatan Mahalli, Türkiye’de sadece Suriye’nin değil Arap Birliği’nin de seçim sonuçlarını beklediğini vurguladı:

“Hiçbir yerde bir şey görmedim. Mevlüt Çavuşoğlu’nun söylediği haberlerde yer aldı. Özellikle Suriye’de böyle bir haberin olmadığını kimse doğrulayamaz. Esad temelde ‘Şartlarımız var’ dedi. Bunlar karşılanmazsa Erdoğan ile asla görüşemeyeceğiz’ dedi. Bundan dolayı bölgede ‘Seçimden önce bir şey yok, bizi rahatsız etmeyin, seçimden sonra görüşelim’ havası esiyor. Arap devlet başkanlarının ruh hali bu. Arap cumhurbaşkanları da 19 Mayıs’ta karar aldı, yani seçimden 5 gün sonra Suudi Arabistan’da liderler zirvesi var. O yüzden böyle yaptılar, seçimi bekliyorlar.”

‘Amerika kafası karışmış bir ördek gibi, her yere sıçmış durumdalar’

Mahalli, Ortadoğu’daki gelişmelerin ABD’nin her yerde başarısız olduğunu gösterdiği görüşünde. Mahalli’ye göre ABD’nin Fırat’ın doğusunda sadece PYD/YPG kartı, Suriye ve Irak’ta IŞİD kalıntıları var.

“Amerikalılar aptal ördekler gibi her yerdeydiler. Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü, İran-Suudi Arabistan uzlaşması, Lübnan sorununun çözümüne dair olumlu sinyallerin gelmesi dahil Amerikalıların aklına gelen tüm telaffuzlar ortada. Ellerinde tek kart var o da Fırat’ın doğusundaki PYD/YPG. Şam, Beyrut ve Bağdat’taki arkadaşlarımla sohbet ediyoruz. İşte genel beklenti. Şam’ın ortasında PYD ile çok önemli görüşmeler var. En azından bir yıl önceki sıkıntıların çoğu ortadan kalkmış görünüyor. Bu süreç olumlu gelişirse Amerika’nın Suriye ve Irak’taki kamplardaki DAİŞ kalıntılarını kullanabilecek tek silahı kalacak. Bunun dışında bir şey yapamazlar.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu